Negatif Faiz Politikasının Tarihsel Gelişimi
Japonya’nın 17 yıl aradan sonra faiz artırmasının ardından negatif faiz politikası tarih oldu. Negatif faiz politikası, finansal kriz sonrası merkez bankalarının başvurduğu bir yöntemdi. Japonya Merkez Bankası Başkanı Ueda Kazuo, beklentiler üzerinde ücret artışları ve enflasyonist endişelerin artmasıyla negatif faiz politikasından çıkış sürecini başlattı.
Negatif Faiz Politikasının Başlangıcı
Negatif faiz politikası, ABD’de 2008’de başlayan likidite krizi sonrasında hayatımıza girdi. Amerikan Yatırım Bankası Lehman Brothers’ın iflasıyla tüm dünyayı etkisi altına alan krize karşı alınan önlemler arasında negatif faiz politikası da yer aldı. Bu politika, merkez bankalarının bankalara uyguladığı faizleri eksiye düşürerek ekonomiyi canlandırmayı hedefliyor.
Negatif Faiz Politikasının Amacı
Negatif faiz politikası, şirketlerin borçlanma maliyetlerini düşürmeyi ve kredi talebini artırmayı amaçlıyor. Küresel ekonomik krizin etkilerinin hala devam ettiği ve enflasyonun düşük seviyelerde seyrettiği bir dönemde, merkez bankaları negatif faiz politikasına başvurarak ekonomiyi canlandırmayı hedefliyorlar.
Negatif Faiz Politikasının Riskleri
Negatif faiz politikasının riskleri arasında ekonomideki aktörlerin nakit paraya olan talebinin artması, bankaların maliyet yapılarının etkilenmesi ve devlet tahvillerinin satılma zorluğu yer alıyor. Bununla birlikte, negatif faiz politikasının reel faiz üzerindeki etkisi ve bankaların faiz yapılarını ayarlayabilme esnekliği de göz önünde bulundurulması gereken konular arasında.
Negatif faiz politikası, gelişmiş ülkelerin ekonomik krizlerle başa çıkmak için başvurduğu bir yöntem olmaya devam ediyor. Bu politika, rekabet üstünlüğü sağlama çabaları, enflasyonun düşüklüğü ve ekonomik büyümenin teşvik edilmesi gibi nedenlerle tercih ediliyor. Ancak, uygulamanın getirdiği riskler de göz ardı edilmemeli.