İslami Finans Varlıkları 5 Trilyon Dolara Ulaşacak
İslami finans sektörü, önümüzdeki yıllarda yıllık yüzde 10’un üzerinde bir büyüme oranıyla hızla genişleyeceği öngörülüyor. Bu büyümenin en büyük nedenlerinden biri, finansal işlemlerin etik yatırımlara dayanması olarak belirtiliyor. Bugün artık sadece Müslüman ülkelerde değil, tüm dünyada yaygın olan İslami finans varlıklarının yaklaşık olarak 5 trilyon dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. Son 10 yılda yıllık yüzde 10-12 arasında büyüme gösteren İslami finans, bankacılık, sermaye piyasaları, para piyasaları ve sigorta gibi çeşitli sektörleri kapsıyor. Bu büyümede, İslami finansın sunduğu etik ilkelere uygun finansal ürünlerin küresel olarak kabul görmesi büyük rol oynamaktadır.
Hedef 5 Yılda Yüzde 10 Büyüme
“İslami Finans Piyasası Büyüklük ve Pay Analizi-Büyüme Trendleri ve Tahminler” raporuna göre, 2024-2029 döneminde İslami finans sektörünün yıllık yüzde 10’un üzerinde bir büyüme oranı kaydetmesi beklenmektedir. Bu büyümenin temel nedenlerinden biri, sektörün etik yatırımlara odaklanması ve küresel farkındalığın artmasıdır. İslami finans, Müslüman ve gayrimüslim yatırımcıları çekerek, sürdürülebilir ve şeffaf bir finansal sistem oluşturmaktadır.
Sektörün Geleceği ve Teknoloji
İslami finansın toplam varlıklarının 2 trilyon dolar civarında olduğu tahmin ediliyor ve bu rakamın 2026’ya kadar 2,5 katına çıkması beklenmektedir. Sektör, teknolojinin hızla gelişmesiyle birlikte evrim geçirmekte ve fintech ile blockchain gibi yenilikçi teknolojiler sektörün geleceğini şekillendirmektedir. Blockchain teknolojisinin, şeffaflığı artırarak ve işlemlerdeki belirsizliği azaltarak İslami finansı derinden etkileme potansiyeline sahip olduğu düşünülmektedir.
İslami Finansın Etkisi ve Geleceği
İslami finans, sadece Müslüman ülkelerde değil, Batı ülkelerinde de giderek daha fazla ilgi görmektedir. İngiltere, Güney Afrika ve Lüksemburg gibi ülkeler, İslami finansın sunduğu etik ilkeleri benimseyerek uluslararası yatırımcıların ilgisini çekmektedir. Türkiye’nin de İslami finans alanında potansiyeli bulunmakla birlikte, düzenleyici zorluklar ve şeffaflık eksikliği gibi engellerin aşılması gerekmektedir. Böylece Türkiye, bölgesel ve küresel bir aktör olarak öne çıkabilir ve İslami finansın büyümesine katkı sağlayabilir.